TPD Ankara Şubesi aylık eğitim toplantısında "Velázquez'i" unutmadı...

psikiyatri.org.tr /

TPD Ankara Şubesi aylık eğitim toplantısında Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Aygün Cengiz "Velázquez'i" unutmadı...
 
25 Mart 2009'da TPD Ankara Şube sürekli eğitim etkinlikleri çerçevesinde Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Aygün Cengiz "Velázquez'i Unutmak: Las Meninas" başlıklı konferansta iktidar mücadelesi ve güç ilişkilerini ele aldı.
 
Dr. Serpil Aygün Cengiz konuşmasının ilk bölümünde, Fransız düşünür Michel Foucault’nun, Rönesans sonrası dönemde kelimeler ve şeyler arasındaki ilişkinin bir temsil sorununa indirgenmesiyle ortaya çıkan, temsilin üretimi, temsilin nesnesi ve temsilin öznesi ayrımı üzerinde durdu. Diego de Silva y Velázquez'in Las Meninas (Nedimeler) tablosunun yeniden yorumunda Foucault, temsilin bir şeyin temsili olmasının yanı sıra kendisinin de bir temsili olarak görülebileceğini ve 1656 yılında resmedilen tabloda aslında neyin temsil edildiği sorusunu Kelimeler ve Şeyler adlı kitabında tartışmıştır. Foucault'ya göre, konusu “temsil” olan bu tabloda üç temel nokta vardır: birincisi, temsilin üreticisi olarak ressam; ikincisi, temsil edilen nesne (tabloda resmedilen kişiler ve bakışları); üçüncüsü, temsil edilene bakan kişi olarak izleyici/özne. Foucault, Las Meninas anlatı dizgesinin ya da kurgusunun konusunu egemenlik söyleminin temsili olarak değerlendirmiştir; yoklukları aracılığıyla (ya da aynadaki akislerinde her an kaybolabilirmişçesine belli belirsiz varlıklar biçiminde) ve modellerin bakışının merkezindeki kişiler olarak gösterilmekte olan İspanya Kralı ile Kraliçesi dolayımında egemenlik dizgesini aktarmaktadır.
Yıllardır tutkuyla Velázquez’i ve Las Meninas’ı araştırdığı anlaşılan Dr. Serpil Aygün Cengiz konuşmasının ikinci bölümünde, ressamın yaşamından önemli bilgileri kattığı kendi yorumunu aktardı. Dr. Cengiz, genel olarak egemenlik ilişkileri üzerine kurulu bu resmin farklı anlatı dizgeleri taşıdığını ve resmin egemenlik ilişkileri aracılığıyla değişik kurguları bir arada barındırdığını vurguladı. Bu bağlamda, resimde söz konusu başat kurgulardan birinin sanatçının egemenliğinin temsili olduğunu savundu. Las Meninas’ta, yalnızca kralla kraliçenin (izleyicinin) iktidarının anlatı dizgesinin değil, bu egemenliğe meydan okuyan sanatçının iktidarının da bir anlatı dizgesi olarak öykünün içine sokulduğunu ileri sürerek resmi yeni bir okuma ile ele aldı. Dr. Cengiz, tabloyu büyüterek bizlere gösterdiği her bir parçada, Velázquez’in soylu bir aileye mensup olmadığı için sarayda kendisini sanatkâr değil zanaatkâr olarak kabul eden İspanya Kralı II. Philip ve diğer soyluları dehâsıyla mutlak egemenliği altına alışını son derece zevkli bir sunumla anlattı.
Kendisine bu renkli ve güzel sunumu için Ankara Şube yönetim kurulu olarak teşekkür ediyoruz.
 
Dr. Gamze Özçürümez