TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ DE TÜRK KIZILAYI İLE AFETLERDE İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALADI

psikiyatri.org.tr /

Afetlere Yönelik İşbirliği Protokolü

 

Yüzyılın tüm gelişmelerine karşın, afetler toplum sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Hatta, bu gelişmelerin yarattığı çarpık yapılanma ve uygulamalar nedeniyle tehdidin artarak sürdüğünü söyleyebiliriz. Türkiye’de bu küresel tehdidin dışında değildir. On Yedi Ağustos ve ardı sıra gelen felaketler toplumsal duyarlılığı artırmış gözükmektedir. Ruh sağlığına ilişkin uygulamalar da bu tarihten sonra yeniden yapılanma ihtiyacı hissetmiştir. Ancak, önemli eksikliklerin olduğunun ve yapılması gereken pek çok işin bulunduğunun  da altı çizilmelidir. Çok yönlü bir yaklaşımın gerektiği afetlerde önleme, örgütlenme ve planlama ile ilgili sorunların olduğu açıktır. On Yedi Ağustos bu yetersizlikleri ortaya çıkarmış ve tüm çabalara karşın bu boşluklar yeterince doldurulamamıştır.

 

Güney Asya’da yaşanan deprem ve tsunami felaketleri afetlere yönelik olan bireysel ve kurumsal hassasiyetimizi yeniden canlandırmıştır. Türkiye’deki afetlerde ayrı fakat nitelikli çalışmalar yapan kurumlar benzer tepkiler vererek bu kez coğrafi olarak çok uzaktaki bir bölgeye yoğunlaşmıştır. Türk Kızılayı, İstanbul Tabip Odası, Türk Psikologlar Derneği ve Ulaşılabilir Yaşam Derneği’nin çabaları bir anlamda ‘yolların kesişmesi’ni sağlamıştır. Bu kesişme ile birlikte çatı daha da genişleyerek içine Türk Tabipleri Birliği ve  Türkiye Psikiyatri Derneği’ni almıştır. Güney Asya Felaketi’nin ilk günlerinden itibaren başlayan yoğun tartışma, toplantı ve yazışmalar bölgeye yapılan ziyaretlerle de şekillenerek Türkiye için yeni ve farklı bir afet örgütlenmesinin kapısını açmıştır. Kızılay’ın 137. kuruluş yıldönümü olan 11 Haziran 2005’de, ulusal ve uluslararası afetlere yönelik bir işbirliği protokolü Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği ile Türk Kızılayı arasında imzalanmıştır.1 Böylece, o tarihe kadar birlikte yürütülen çalışmalar daha resmi ve kurumsal bir nitelik kazanmıştır. Artık, bu birlikteliğin işleyiş ve verimliliğini sağlamak gerekmektedir.2

 

Bu işbirliği için bir fırsat yaratan ve Kızılay tarafından çeşitli dernek ve üniversitelerin desteğiyle Aceh/ Endonezya ve Sri Lanka’da yürütülen psikososyal programlar önemli bir kilometre taşıdır. Uzak bir coğrafya ve farklı bir kültürde uzun süreli bir yapılanmaya gidilmesi afet ve toplum sağlığı ile ilgilenenler için oldukça yeni bir deneyimdir. Bu nedenle programın başarı ile yürütülmesi ve sonuçlandırılması sadece Kızılay için değil Türkiye’de konuyla ilgili her kurum için çok önemli faydalar sağlayacaktır. Türkiye ve Güney Asya arasındaki köprünün temelleri sağlam olmak durumundadır.

 

Bu işbirliğinin asıl önemli yansımaları ise ülkemize olacaktır. Türkiye’deki afetlere ortak, hızlı, sistemli ve uzun dönem müdahale etme şansı elimizdedir ve ortaklaşan kurumlar bu şansı ve yapıyı iyi değerlendirmeyi istemektedir. Bu anlamda afet psikiyatrisi çok disiplinli yapı içindeki yerini almalı ve çok daha etkin çalışmalıdır.

 

Sri Lanka’yı bir göz yaşı damlasına benzetirler. Aceh ise bu damlanın yoksulluk rüzgarında savrulmuş halidir. Oralarda insan hayatı kırılgandır. İç savaş, çatışmalar, göçler, afetler kol gezer. Yaşamda benzerlikler var. Göz yaşlarının ne kadar uzak ya da ne kadar yakın olduklarını coğrafyalar belirlemiyor olsa gerek. Galiba uzak olan gençliğimiz, bize genç hissettiren de dayanışmamız.

 

Emek veren ve verecek olan herkese kolay gelsin...

 

 

1; Protokol içeriğini yazının sonunda bulabilirsiniz.

2; Bu paragrafta kurumların isimlerine ilişkin bir kısaltma kullanmadım. Onları yan yana, tekrar tekrar okumak beni yeterince heyecanlandırdığı için bunu paylaşmak istedim.  Uzattığım için özür dilerim.

 

Tamer Aker