TPD Basın Açıklaması: Psikiyatri ve Basın Sorumluluğu

psikiyatri.org.tr /

 

TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI

PSİKİYATRİ ve BASIN SORUMLULUĞU

18 Eylül 2011

 

Son günlerde Milliyet Gazetesi yazarlarından Metin Münir’in psikiyatrik hastalıklar ve tedavileri konusunda sürdürdüğü yazı dizisinde kaleme aldığı ifadeler hem hasta ve yakınları hem de psikiyatri uzmanları tarafından üzüntü ve şaşkınlıkla karşılanmış, psikiyatri meslek topluluğunda büyük tepki yaratmıştır. Sayın Metin Münir’in bilgi ve beceri sahibi olmadığı konularda kulaktan dolma ve kaynağı bilim dışı olan bilgilerle, düşüncelerini ifade etmenin ötesinde, bilimsel çarpıtmalarla dolu, önyargılarla bezeli, hem hekim hem de hasta düşmanı bir tutumla kaleme aldığı yazılar son derece üzücüdür. Metin Münir psikiyatri bilim dalını sığ bir şekilde ve çarpıtarak tanımlamış, “olmayan hastalıkların iyi geldiği tartışmalı ilaçlarla tedavi etme mesleğidir” biçiminde ifadeler kullanarak çağın gelişmeleri ile ilgili cahilliğini sergilemiştir.  Ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasına ilişkin çağın en ileri bilimsel gelişmelerinden sayılan sinir dokusunun kimyasal mekanizmaları için yanlış bilgi verilerek “kanıtlanmamıştır” denmektedir. İlaçla tedaviler konusunda genelleme yaparak “ağır yan etkileri olduğu” ve “etkili olup olmadıkları tartışmalı” şeklinde bilim karşıtı iddialarda bulunmaktadır. “Ruhsal hastalıkların büyük bölümü uydurmadır” diyerek yüzlerce yıllık tarihe ve bilimsel çalışma birikimi olan bir bilim dünyasına, meslek grubuna ve yardım arayışında olan milyonlarca insanın sağlığına ve sağlıklı yaşama umuduna saygısızlık etmiştir. Adını açıkça anarak doğrudan meslek grubumuza bilimsel temelleri olmayan bir takım iddialarla ithamda bulunmak ve kendisine gelen bilginin doğruluğunu, bilimselliğini ve geçerliğini tartışmadan, araştırmadan yazı yazmak gazetecilik sorumluluğu ile bağdaşmamaktadır.

Yazıda içeriğini, kapsamını ve tarihsel gelişimini bilmeden sınıflama sistemleri sorgulanmakta, yargılanmakta ve bir gazeteci üslubuna yakışmayan bir alaycılıkla yorum yapılmaktadır.

Sayın Münir tüm ruhsal hastalıkları uydurma ilan etmekte 200 yıllık psikiyatri tarihini eliyle itmekte, psikiyatrinin gelişimine katkı veren tüm bilim insanlarının emeklerini yok saymakta, ruhsal hastalıklardan dolayı büyük acı çeken ve tedavi gören insanların acılarını küçümsemektedir. Gazetecilik, tarihe tanıklık etmek ve gerçekleri kamuoyu ile nesnellik düzleminde paylaşmak demektir. Bu mesleğin en temel ve vazgeçilmez özelliklerinden biri haber kaynağının güvenilirliğidir. Bir gazeteci eline aldığı dosyayı nesnel biçimde incelemeli, doğruluğunu araştırmalı, farklı görüş ve değerlendirmelerle sağlamasını yapmalı ve geçerli kanıtlar ile buluştuğunda kamuoyuyla paylaşmalıdır. Bu haber etiğinin en vazgeçilmez öğelerinden biridir. Oysa Metin Münir’in dört gün boyunca köşesinde yer verdiği açıklamalar hiçbir zihinsel işleme, akıl yürütmeye, araştırmaya ve nesnel değerlendirmeye tabi tutulmadan olduğu gibi sunulmuş, daha açıklayıcı bir ifade ile adeta çıkartılmış izlenimi vermektedir.

Yazı kapsamında yer alan ifadeler ruhsal sorunları nedeniyle tedavi görmekte olan tüm bireyleri yanıltarak, korku yaratarak, hekimlerine ve sağlık sistemine olan güvenlerini sarsarak fiziksel ve ruhsal açıdan zarar vermekte ve örselemektedir. Bağımlılık potansiyeli bulunan ve hekimlerin belirli ilkeler ve kurallar çerçevesinde, hastalarını bilgilendirerek ve düzenli izleyerek kullandıkları ilaçlardan söz ederken ”kokain benzeri ilaçlar veriliyor” ya da “çocuklara verilen tedavilerle onları zehirliyorlar” biçimindeki ifadeleriyle bilim ve etik dışı bir yaklaşım sergilemekte,   yanıltıcı ve  korkutucu nitelikteki bu ifadelerle hastalara zarar vermektedir. Bu kamuoyu ve meslek grubumuz nezdinde kabul edilebilir değildir.

Bununla yetinilmeyerek Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nnu (DEHB) tek nedeninin anne babanın çocuk yetiştirme hataları olduğunu öne süren Metin Münir tedavinin ana okul öğretmenleriyle sağlanacağını iddia etmekte ve ana babalara tavsiyelerde bulunmaktadır. Ek olarak DEHB’si olan çocukların deneyimlerini kendisiyle paylaşmalarını ve danışmalarını tavsiye ederek DEHB hastalarının tedavisine soyunacağını düşündüren bir tutum sergilemektedir. Ruh sağlığı çalışanı olmamasına rağmen hastalıkların temelleri ve tedavileri konusunda yönlendirmede bulunması ciddi bir sınır ihlalidir.  

Tüm bunlar, yazı dizisi çerçevesinde savunulan tüm bu görüşler bilimsel olarak geçerliği olmayan, duygusal bir itki ile yazılmış, kamuoyu, basın, medya ve bilimsel çevrelerce ciddiye alınmaması gereken talihsizce açıklamalardır. Bununla birlikte kamuoyuna yaygın ve kontrolsüz biçimde ulaşan bu çarpık bilgilerin kamuoyunu yanıltan, hastalara ve yakınlarına zarar veren, hasta hekim ilişkisini bozan, tedavi sürecini zedeleyen ve hastaları örseleyen niteliği göz önüne alındığında sessiz kalınmaması gerektiği, kalamayacağımız açıktır.

Tüm bu açıklamaları bir eleştirel psikiyatri çabası olarak ele almak eleştirel psikiyatriye büyük haksızlık olacaktır. Psikiyatri kendini 100 yıldır eleştirmektedir. Bunun bilimsel etik sosyal, kültürel ve siyasal kavramlarla birlikte düzeyli bir biçimde bütüncül bir bakış açısı ile yapmaktadır. Her türlü indirgemecilikten uzak kalarak sürdürülen bu çabanın indirgenmeciliğin en kaba ve niteliksiz bir biçimiyle yaşama geçirilen yeni bir indirgemecilikle kirletilmesine izin vermemiz olanaklı değildir.

Bu yazılanların vicdani, etik ve hukuksal sorumluluğu yazarı kadar yazarın yer aldığı Milliyet Gazetesine de aittir. Ülkemizdeki özverili ve onurlu biçimde çalışan psikiyatri mesleğinin temsilcisi olan Türkiye Psikiyatri Derneği olarak Metin Münir'i ve Milliyet Gazetesini kınıyor, bu yanlışı onurlu ve çağdaş gazetecilik sorumluluğu ile en kısa zamanda düzeltmeye çağırıyoruz. Her koşulda konu ile ilgili gerekli hukuksal girişimlerde bulunacağımızı bildiririz

Basına ve kamuoyuna duyurulur.

Doç. Dr. Burhanettin Kaya

Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu adına…